Powered By Blogger

BU BİR MUCİZE DEĞİL, DAYANIŞMANIN DEVRİMİDİR

Hamsinin çok avlanması ve kısa sürede bozulan bir ürün olması, enstitüyü tuzlamacılığa yöneltir. Tuzlama için gerekli olan fıçı ihtiyacı, bu işten anlayan bir usta öğretici işe alınarak bir fıçıcılık işliği kurularak karşılanır. Bol üretim ve tuzlama işinin balıkhane kurma zorunluluğunu ortaya çıkarması üzerine de bir balıkhane kurulur. Balıkhanenin yapımının tamamlanması sonrası temizleme, tuzlama, fıçılara istif işleri bu binada yapılmaya başlanmıştır. Sonraki yıllarda bu işletme giderek gelişir ve balık ağları Ticaret Bakanlığı'ndan sağlanan ipliklerle enstitüde öğrenciler tarafından yapılmaya başlanır.
5 YILDA KARADENİZ'İN EN BÜYÜK BALIKÇI FİLOSU YARATILDI
Beşikdüzü Köy Enstitüsü işliklerinde 10 tonluk bir av gemisi bile inşa edilmesiyle hızlanan balıkçılık girişimi, 1945 yılına gelindiğinde, 2 balıkçı motoru 1 nakliye motoru, 18 kayık, 2 hamsi ığrıbı, 1 palamut gırgırı, 3 manyat, 3 barabat, 3 molozlama ve 30 kalkan ağı ile enstitü Karadeniz'in en güçlü ve örgütlü balıkçılık kuruluşu haline gelir. Bütün bu varlıklar avlanılan deniz ürünlerinden elde edilen gelir ile sağlanır. Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nde kurulan balıkçılık ekibi, 1945 yılında 500 ton hamsi, 60 bin çift palamut, 45 ton diğer balık türleri ile önemli bir üretim düzeyine ulaşmıştır.
BU BİR MUCİZE DEĞİL, DAYANIŞMANIN DEVRİMİDİR
Yalnızca 5 yıl gibi kısa bir sürede sıfırdan başlayarak bölgenin en büyük balıkçı filosunun oluşumunu sağlayan bu öykü, Köy Enstitüleri ruhunun yarattığı bir mucizeden çok, inanç ve umudun, yurtseverliğin, aklı hür vicdanı hür bireyler olabilmenin, gerçek bir dayanışma ve kardeşlik ruhunun yarattığı bir devrimdir.
SAPANCA GÖLÜNDE BALIK AVLAYAN ENSTİTÜLÜLER
Beşikdüzü gibi Ağustos 1941'de Sapanca Gölü'nde balıkçılık faaliyetine başlayan Arifiye Köy Enstitüsü ise, ‘Balıkçılık Başı’ olarak istihdam edilen öğretmen Muammer Köseağaç, usta öğretici Ömer Reis ve tuzlama için görevlendirilen Bulgaristan göçmeni Hüsnü Ağa öncülüğünde 1941'de 3 ton, 1942'de ise 12 ton balık avlamıştır. Enstitü tarafından avlanan balıkların bir kısmı öğrencilere yedirilmiş, bir kısmı da döner sermaye hesabına Adapazarı ve Sapanca'da satılmıştır. Gölde balıkçılık işinde tecrübe kazanan öğrenciler, daha sonra İzmit Körfezi'ne açılarak, Yalova'dan Darıca'ya kadar bütün körfezde avcılık yapacak, istavrit, sardalya, tekir, barbunya ve mercan gibi balıklar avlayacaklardır.
SAMSUN'DA 10 DÖNÜMLÜK ALANA KURULAN BALIKÇILIK TESİSİ
Köy Enstitülerinde uygulanan usta öğretici modeli, yörede işini iyi yapan ve halk tarafından sevilen meslek ustalarının istihdam edilmesiyle önemli bir başarı sağlamıştır. Samsun Ladik Akpınar Köy Enstitüsü de aynı şekilde Karadeniz'de balıkçılık yapmak amacıyla, 50 kişilik bir yatakhanesi olan, yemekhane ve dershane olarak kullanılan salonları bulunan, kitaplık, santral binası, atölye ve araç gereçler için ayrı bir yapı içeren 10 dönümlük alana sahip bir tesis kurmuştur.
KÖY ENSTİTÜLERİNİN KAPATILMASI TESADÜF DEĞİLDİR!''
.

Hiç yorum yok: