Powered By Blogger

Elektrikler tamam efendim...

Köy Enstitülerinin mimarlarından İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsüne gelir.
Sıkıntılıdır.
Diyarbakır'daki Dicle Köy Enstitüsü'nün ışıklandırılması gerekiyor.
Ve savaş yılları olduğu için bakanlık bütçesinde yeterli para yok.
Bu iş için müteahhitlerin istediği para 35 bin lira. 
Genel Müdürlük, o parayı ödeyecek durumda değil.
Tonguç, olayı,Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nde gündeme getirir;
- "Köy Enstitüleri'nden birinde olan bir sıkıntı, hepimizin sıkıntısı" der ve durumu anlatır.
Toplantıda öğrenci Hasan Gülel, Tonguç Baba'ya döner ve
- "Efendim malzeme parası varsa, ben birkaç arkadaşımla gideyim, o işi halledip geleyim" der.
Tonguç, çok sevinir. Onları Diyarbakır Dicle Köy Enstitüsü'ne gönderir.
Dicle'ye gidenler, 15-20 gün sonra, geri dönerler.
Hasan Gülel, Tonguç Baba'ya;
- "Efendim, okulu ışıklandırdım" deyince, Tonguç Baba sorar;
- "Ne harcadınız?"
Cevap;
- "500 lira."
Ankara'ya telefon
Aradan birkaç ay geçer.
Elektriklerin yanmadığı telefonu gelir. Tonguç Baba, Hasan Gülel'i çağırtır yanına;
- "Git bir bak bakalım" der.
Hasan Gülel gider, okula vardıktan bir saat sonra, Ankara'ya telefon açar.
- "Elektrikler tamam efendim. Sigortalar atmış."
İşte o dönemin özeti: Atan sigortanın bile değiştirilemediği geri kalmışlık, ''Toprağın Çocuklarının'' özverisi ve mücadelesi...

Hiç yorum yok: