Powered By Blogger

KARADENİZ TARLANIZ OLACAK' SÖZÜYLE BAŞLAYAN ÖYKÜ

''Isparta Gönen’de gül bahçesi kuran enstitü öğrencileri, imbiklerde damıttıkları gülyağını döner sermaye hesabına satarak enstitünün ihtiyaçlarını karşılarken, Kars Cılavuz’da hayvancılık ön plandadır. Ancak onlarca örneğin içinden öne çıkan çarpıcı öykülerin başında Trabzon Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nde yaratılan mucizevi balıkçılık öyküsü gelir.
'KARADENİZ TARLANIZ OLACAK' SÖZÜYLE BAŞLAYAN ÖYKÜ
Dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Enstitü Müdürlüğü'ne atanan Hürrem Armağan'a "Karadeniz tarlanız olacak" demesiyle Beşikdüzü Köy Enstitüsünde başlayan süreçte, önce bölgede sevilen bir balıkçı reisi olan Fehmi Savaşer ile anlaşılarak, 300 kulaç uzunluğunda, 40 kulaç derinliğinde eski bir ığrıp, 1500 liraya veresiye olarak senetle satın alınır. Usta balıkçıdan uygulama yoluyla balıkçılığı öğrenen öğrenciler, kısa sürede birer hamsi avcısına dönüşür.
30 KİŞİLİK HAMSİ EKİBİ KIYI BOYUNCA DESTAN YAZIYOR
Beşi kız öğrencilerden oluşan 30 kişilik bir ‘hamsi ekibi’ oluşturulur. Bu ekipte, öğrenciler dışında bir öğretmen, bir kaptan ile usta öğretici ve bir de motorcu yer alır. Hamsi ekibinde yer alan öğrencilerin yanlarında kişisel malzemeleri dışında, ders ve ders dışı kitapları, kemençeleri, mandolinleri, lastik çizmeleri, başlıklı muşambaları, kumanyaları ve battaniyeleri bulunuyordu. Karadaki ekip tarafından kalınacak yer olarak halkevleri, halk odaları ve okul binaları kullanılıyordu. Bu ekip, denizde balık tutanları izleyerek kıyı boyunca ilerler, değiştirmelerde tekne kullanılıyordu. Kısa mesafelerdeki değiştirmeler ise yürünerek gerçekleştiriliyordu.
.
BİR YANDAN DERS, BİR YANDAN BALIKÇILIK ÖĞRENİYORLAR
Balıkçılık ekibinde yer alan öğrencilerin görevi sadece balıkçılık yapmakla sınırlı olmayıp, eğitimleri de bir taraftan devam ediyordu. Erkek öğrencilerin yarısı balık tutup satmakla uğraşırken, diğer yarısı kıyıda kalarak dinleniyor, kız öğrencilerle birlikte ders görerek, serbest okumalara katılıyorlardı. İki günde bir ekipler değişerek, karadakiler denize, denizdekiler karaya geçecek şekilde bir işbölümü yapılıyordu.''
.
Yusuf Yavuz.
.

.

Hiç yorum yok: