Powered By Blogger

YÜZYILLARDIR UĞRANMAYAN KÖYLER, CAN SUYUYLA COŞMAYA BAŞLARLAR...

'İsmail Hakkı Tonguç, edindiği bilgiler, aldığı eğitimler ve incelemeleri sayesinde geleneksel eğitim sisteminden uzaklaşarak eğitimin pratikle daha verimli hale geldiğini fark eder. Öğrenimi iş, sanat ve üretimle harmanlayan yeni bir eğitim anlayışı üzerine düşünmeye başlar.
1929-1933 yılları arasında Gazi Eğitim Enstitüsü'nde hem öğretmenlik hem de kurum müdürlüğü yapar.
Mustafa Necati'nin ölümünden sonra Saffet Arıkan'ın Milli Eğitim Bakanı olduğu 1935 yılına kadar eğitim alanında bir ilerleme olmaz. Saffet Arıkan bakan olduğunda yıldız gibi parlayan bu öğretmeni fark eder. Birkaç kez sohbet ettikten sonra, Saffet Arıkan bu idealist öğretmeni 1935 yılında ise Köy Enstitülerini kurmasını sağlayacak görevi olan İlköğretim Genel Müdürlüğü'ne getirir.
Tonguç, kendisine verilen bu görevin ülkeyi ayağa kaldırabilecek asil bir görev olduğunun farkındadır. Hemen işe koyulur. Adımlarını planlar, göze batmadan ilerler. Önce eğitmenlerin yetiştirilmesi için Köy Öğretmen Okullarını açar. Sonrasında Köy Enstitüleri ile cumhuriyetin kılcal damarlarını açmaya başlar.

YÜZYILLARDIR UĞRANMAYAN KÖYLER, CAN SUYUYLA COŞMAYA BAŞLARLAR.


Tarlalar derslik haline gelir. Üretim bilgi ile, kitaplar köylü çocuklar ile buluşur. Yurdun dört bir yanındaki köylere can gelir.
Ancak bu değişim sadece okul içerisinde kalmaz. Köy Enstitüleri, binlerce yıllık köhne anlayışları da sarsmaya başlar. Eğitimin gücü açık açık ortaya çıkar.
Tabi bundan rahatsızlık duyan eski düzenin sahipleri köylerde filizlenen bu yeni okullara karşı cephe alırlar. Köy Enstitülerine en büyük desteği veren İsmet İnönü dahi geri adım atmak zorunda kalır.
Serbest okuma saatleri kaldırılır ve öğretmenler enstitülerden uzaklaştırılır. Üretimle eğitim birbirinden ayrılmaya başlar. Daha da kötüsü, Tonguç görevinden alınır ve suçlanır. Birçok soruşturmadan geçer ancak hepsinden aklanır.

1950 YILINA GELİNDİĞİNDE GERİYE KALAN TEK ŞEY KÖY ENSTİTÜLERİNİN YASAL OLARAK KAPATILMASIDIR.
'EN SONUNDA BU DA GERÇEKLEŞİR VE KÖYLERE UZANAN IŞIK KARARIR.

Olumsuzluklar, Tonguç'un umutlarını kaybetmesine neden olmaz. Hatta zaman, Tonguç'u haklı çıkartır. Enstitüler kapatılsa bile toprağa atılan tohumlar çoktan filiz vermiştir. Öğretmenler, köylerde çevrelerini ısıtmaya başlamıştır.
Görevde kaldığı 11 yıl içerisinde 61 il merkezi, 305 ilçe ve 9105 köy gezen bu devrimci öğretmenin emekleri boşa gitmemiştir.
Hayatının geri kalanını Avrupa'nın eğitim sistemini incelemekle geçirir ve 27 Mayıs Devriminden sonra hazırlanan yeni Anayasa için eğitimle ilgili madde taslakları hazırlar.
İsmail Hakkı Tonguç, 24 Haziran 1960 yılında Ankara'da hayata gözlerini yumar.''


ARZU DOKUZOĞLU.

'

Hiç yorum yok: