Powered By Blogger

SONRASI İŞTE BU MİSÂL...

''Yıl 1971, günlerden 12 Mart...
Öğle haberlerinde hükümet darbesi ve sıkıyönetim ilanı bildirilmekte...
Aziz Nesin hemen dolabın üstünden emektar valizini indirir, iç çamaşırlarını, pijamalarını koyar; tıraş sabununu, jiletini, diş fırçasıyla macununu da unutmaz.
Pardösüsünü giyip evin önünde bekler. İkinci bir sigara yakarken içinde bir çavuş bir asteğmen, askeri bir cip gelir.
Asteğmen bir elindeki fotoğrafa bir Aziz Nesin'e bakar:
"Sen o komünist yazar Aziz Nesin misin?"
"Komünistliği bilmem de o yazar benim"
"Ne var o valizin içinde?"
"Özel eşyalarım...
Pijama, iç çamaşırı falan..."
"Aç göster!"
Aziz Nesin valizini açar, bakarlar ve arabaya alınır yola devam ederler.
Biraz gittikten sonra Aziz Nesin arka koltuktan çavuşa:
"Şu söğüt ağacının yanından sağa sap" der.
Asteğmen elindeki kâğıda bakar sonra da çavuşa sapmasını söyler. Birkaç yüz metre sonra, Aziz Nesin:
"Şimdi sola gir... Düz git, beyaz boyalı dört katlı bir apartman göreceksin onun önünde dur" der.
Çavuş asteğmene bakar, onay aldıktan sonra Aziz Nesin'in dediklerini yapar ve belirtilen apartmanın önünde durur.
Aziz Nesin kafasını uzatarak açık camdan,
"Kemal gel..." diye seslenir.
Ve Kemal Tahir, elindeki valiziyle cipe biner.
Asteğmen şaşkın şaşkın bakar bu iki arkadaşa:
"Nereden biliyordunuz sizi almaya geleceğimizi" diye sorar.
Kemal Tahir acı acı güler:
"Sen daha çok gençsin komutan. Zamanla öğrenirsin. Bu ülkede ne zaman ortalık karışsa, ne zaman sıkıyönetim ilan edilse önce bizleri götürürler. Alıştık artık...''der.
.
Sami AKPINAR.
(Çorum Haber)

Hiç yorum yok: